Her iki sistemin çalışma prensiplerinin detaylı analizi
Audi quattro Audi’nin farklı dönemlerde geliştirdiği bir kalıcı/yarı-kalıcı dört çeker ailesidir; mekanik diferansiyel tasarımlar (ör. Torsen, crown-gear) ile elektronik kontrollü çok-disk kavramalara kadar değişen uygulamaları vardır. Quattro genelde mekanikçe "arka-ağırlıklı/denge" ve yüksek mekanik dayanıklılığa vurgu yapar.
Merkezi Torsen tipi mekanik diferansiyel ile varsayılan ön/arka tork paylaşımı (ör. 50:50 veya 40:60 gibi fabrikaya/versiyona göre değişir). Diferansiyel, torku mekanik olarak "daha çok kaymaya sahip olmayan" aksa aktarır; elektronik müdahale (ESP, EDL) yan destek sağlar. Bu yapı sürekli tahrik sağlar.
Daha fazla mekanik çözüm — tork yönlendirme büyük ölçüde diferansiyel dişlilerinin fiziksel davranışıyla olur. Bu, bazı durumlarda daha "öngörülebilir" ve dayanıklı kabul edilir. Ancak kesin tork yönlendirmede elektronik kontrollü kavramalara göre daha sınırlı olabilir.
"Anında" yönlendirme sağlar ama mekanik limitler vardır — Torsen'in tork bias oranı (TBR) ve tipine göre maksimum aktarılabilecek oran modele göre değişir (ör. 75%, 80% gibi). Yeni quattro varyantları (crown-gear, sport differential, quattro ultra vb.) elektronik & mekanik hibrit çözümler de içerir.
Elektronik olarak kontrol edilen çok plakalı kavrama, aktif olarak kontrol edilen tork dağılımı ile dinamik yol tutuş sağlarken mümkün olan en iyi çekiş, sürüş dinamikleri ve sürüş güvenliğini garanti eder.
BMW xDrive ise BMW'nin elektronik kontrollü AWD (all-wheel drive) sistemidir; güç paylaşımlarını çok-disk (wet clutch) üniteleri ve elektronik kontrol ile çok hızlı biçimde ayarlar. xDrive genelde elektronik, dinamik ve sürüş kontrolüyle sıkı entegre bir yapıdadır.
Transfer kutusunda veya aktarma organlarında elektronik kontrollü çok-disk kavrama (wet clutch) kullanır; elektronik beyin (ECU) verilerine göre milisaniyeler içinde önden arkaya/arkadan öne tork aktarımı yapabilir. Çoğu xDrive kurulumunda sistem ESC (stability control) ile yakın entegrasyondadır; gerektiğinde frenleme ve motor kontrolüyle birlikte çalışır.
Elektronik kontrollü; daha esnek ve hızlı tork dağılımı sağlar (ayrıca sürüş modlarına bağlı değişiklikler kolaydır). Fakat teoride elektronik donanımın/aktüatörün arızalanması durumunda sistem farklı davranabilir.
Sistem, tekerlek hızının yanı sıra direksiyon açısı, fren kuvveti ve gaz pedalına uygulanan basınç gibi diğer faktörleri de ölçer. Ardından, bu birleşik veri noktalarını kullanarak aracın belirli bir durumda mümkün olan en iyi şekilde tepki vermesini sağlar.
Normal şartlar altında xDrive, gücü ön ve arka akslar arasında 45-55 ön-arka oranıyla dağıtır. Bu oran, gerçek zamanlı sürüşte yol yüzey koşullarının değişmesine bağlı olarak 50-50'den 0-100'e kadar değişken hızlarda sürekli değişir.
Her iki sistem de aynı hedefe farklı yollardan ulaşmayı amaçlıyor: Mükemmel çekiş gücü.
Audi'nin felsefesi güvenlik ve tutunma üzerinedir. Geleneksel Torsen (Torque Sensing) tabanlı Quattro, motor gücünü sürekli olarak dört tekerleğe dağıtır. Amaç, aracı "rayda gidiyormuş" gibi stabil tutmak ve her türlü hava koşulunda maksimum çekiş (Traction) sağlamaktır.
BMW'nin önceliği dinamizmdir. xDrive, normal şartlarda gücün %60'ını arka tekerleklere ileterek markanın ikonik "arkadan itiş" (Rear Wheel Drive) hissini korur. Ön tekerlekler sadece ihtiyaç duyulduğunda devreye girer. Bu, sürücüye kontrol edilebilir bir sportiflik sunar.
İki farklı mühendislik yaklaşımının teknik detayları
Sistemin kalbi, tamamen mekanik dişlilerden oluşan Torsen Diferansiyeldir. Elektronik sensörlere veya işlemcilere ihtiyaç duymaz. Fizik kurallarına göre çalışır; bir aks patinaja düştüğünde, tork anında mekanik kilitlenme (Mechanical Locking) ile tutunan aksa aktarılır.
Sistemin beyni, şanzıman çıkışındaki Transfer Kutusu ve içindeki Çok Plakalı Kavramadır (Multi-plate Clutch). Bir servo motor, plakaları sıkıştırarak gücü öne iletir. DSC sensörlerinden gelen verilerle (direksiyon açısı, gaz pedalı) saniyede yüzlerce kez analiz yapar.
Kazanan yoktur, amaca uygunluk vardır. Eğer zorlu kış şartlarında, dağ yollarında mutlak güvenilirlik arıyorsanız Quattro'nun mekanik sağlamlığı rakipsizdir. Ancak virajlı yollarda sportif sürüş arıyor ve teknolojinin sınırlarını hissetmek istiyorsanız xDrive size daha fazla gülümseme vaat eder.
Audi Quattro ve BMW xDrive, benzer amaçlarla geliştirilmiş iki dört tekerlekten çekiş sistemidir. Ancak aralarındaki temel fark, bu gücü yola nasıl ve hangi felsefeyle aktardıklarıdır. Bu yüzden “en iyi” sistemi seçmek, tamamen kullanım amacına bağlıdır.
Sonuç olarak, Quattro daha çok istikrar ve tutunma odaklı çalışırken, xDrive ise dinamik sürüş ve eğlence odaklı geliştirilmiştir. Her iki sistem de kendi alanında üst düzey başarı sunar.
“En iyi çekiş sistemi yoktur, amaca en uygun çekiş sistemi vardır.”
| Özellik | Audi Quattro | BMW xDrive |
|---|---|---|
| Temel Felsefe | Güvenlik ve Tutunma | Dinamik ve Sürüş Keyfi |
| Çalışma Prensibi | Mekanik (Torsen) | Elektronik (Çok Plakalı Kavrama) |
| Tepki Süresi | Anlık (Mekanik) | Çok Hızlı (Elektronik) |
| Yakıt Verimliliği | Orta | İyi |
| Bakım Maliyeti | Düşük | Orta-Yüksek |
Otomotiv dünyası elektriklendikçe (Audi e-tron ve BMW iX), mekanik şaftlar yerini elektrik motorlarına bırakmaktadır. Artık tork dağılımı mekanik dişlilerle değil, milisaniyeler içinde yazılım algoritmalarıyla yapılmaktadır.